Müminin Gönül Dokusu Allah Teâlânın güzel isimlerinden birisi de "Sabûr." "Çok sabreden, sabrı sonsuz" anlamına geliyor... Neye sabreder Allah Teâlâ? Bir söz vardır: "Dolan her gün, Allahın insanlardan ümid kesmediğinin işaretidir." denilmiştir. Belki insanoğlunun isyandan vazgeçeceğini ümid eder, insanın zulmüne sabreder Allah... Bekler ki, insan dönsün, ahdini hatırlasın, fıtratına yönelsin... İnsanın isyanına denk bir ilâhî cezalandırma süreci işleseydi bu dünyada, kim kalırdı ayakta? Helâk olmaz mıydı insan nesli? Yaratılan şeylere de bir tecelli nisbetinde aksetmiş "Sabûr" isminden... Çiçeksen, baharı bekleyeceksin sabırla... Erken açmayacaksın, kış soğukları vurur... baharın gelmesinden ümit kesip, toprağın karanlıklarına teslim olmayacaksın, çürür, yokolursun... Sabır, Rabbin halikıyyetine, ibdasına güvenip, bir iç direnci koruyarak baharı bekleme eylemidir. Tohumsan, toprağın bağrında saklanmaktır mukarrer bir vakte kadar sabır... karanlığa boyun eğmemektir, üstündeki yük altında ezilmemektir, misyonunu unutmamaktır... Zamanı geldiğinde cidarını çatlatabilmek, toprağın üstüne doğru, ışığa doğru tırmanabilmektir. "Rabbimin dilediği bir gün var, ışığa çıkmak için, yaratılış misyonumu ifa etmem için..." Bunu vird haline getirmektir sabır... Güneşsen, bekleyeceksin karanlığın koynunda doğum anını...Enerjin yaratılış sırrında saklıdır... Aydınlığı ve karanlığı yaratana teslim olacaksın. Baharsan, kışın soğuklarında saklayacaksın binbir rengini, çiçeğini... Kış geçecek ve geleceksin. Buzların içinden çıkacak kardelenler...Toprak bir ana rahmi gibi saklayacak seni ve kara topraktan al-mor menevşeler boy verecek... Sabrın, binbir tomurcuk demek, yaprakların, yeşilin çağlayanlar gibi hayata koşması demek... Kışın buzulları içinde iraden çürümeyecek, çözülmeyecek, ebedi buzullaşmalara mahkûm etmeyeceksin dünyayı... Bebeksen, karanlıkları aşacaksın dünyaya gelmek için, sabredeceksin 9 ay on gün, damarlarında Rabbin verdiği sabır akacak... Anneysen, sabrı bir doğum sancısı gibi yaşayacaksın... Çilelerde tükenmeyeceksin, teslim olmayacaksın zor zamanlarda... Bir ödül arıyorsan nur topu gibi, onun bedeline katlanacaksın... Müminsen, sabrı bir gönül dokusu olarak bileceksin. İmanın olmazsa olmaz boyutu olarak görecek, müminin her an ayakta kalabilme sırrı, Allaha itimadın yüreğe yansıması olarak telakki edeceksin. Nasıl "sabûr" ismi şerifinde, Allahın insana yönelik ümidleri saklıysa, insanın sabrında da, Alllahın yardımına, lütfuna, keremine olan ümid saklı olacak. Bileceksin ki, her işin özünde Allahın dilemesi var... Allahın istediği yerde duracaksın ve Ona tevekkül edeceksin, güven duyacaksın. Her ne olacaksa, O, izin verdiği için olacak ve O, kendisine gönül bağlayanları hüsrana uğratmayacak. Sabır bir atalet değil; tükeniş, bitiş ve karanlıkta kayboluş değil. Şartlara teslim oluş değil sabır. Sabır, sınırları koruma direnci... İlkede sebat. "Ey inananlar, sabredin... Sabır yarışında bulunun... Ribatlar oluşturun, yani sınırları korumak için nöbet bekleyin..." Elmalılı Hamdi Efendinin ifadesiyle "sağlam yürekli olun!" Ayak direyin, inançlarınızı korumak için. Sabır bir nimete kavuşmak için ileri atılmamak, ya da bir fedakârlık söz konusu olduğunda gerilememek... Ganimet dağıtılırken emanet edilen siperi terketmemek, ya da Peygambere gelen oka göğsünü siper etmek... Bir iç direnç, nefsin eğilimlerine karşı sabır. Gerçek bir gönül terbiyesi... Fatma Nur Yilmaz |